Kendini Gerçekleştiren Kehanet nedir? Bunu bilmek biraz güç olabilir. Lakin size “aklıma gelen başıma geldi” desem, ya da “iyi düşün güzel olsun” desem yanıtınız ne olurdu? Devamı yazıda…
İyi düşün güzel olsun… Aklıma gelen başıma geldi…
Bu atasözlerini biliyoruz. Pekala neden bu türlü oluyor? Niyetlerimiz yaşanılan olaylar konusunda bu kadar tesirli mi? Yoksa biz mi bu halde davranıyoruz? Bunun psikolojide bir karşılığı var.
“Kendini gerçekleştiren kehanet”
Kendini gerçekleştiren kehanet kavramı, kişinin uygun yahut makus olarak başına geleceğini düşündüğü durumların öngördüğü halde ortaya çıkması olarak tanımlanabilir. Kendisinin sevilmediğini, önemsenmediğini düşünen kişi bir mühlet sonra etrafından de bu biçimde davranışlar görecektir.
- Önce başka beşerler hakkında yeterli yahut berbat bir kehanette bulunuyoruz. “Beni kimse sevmiyor.”
- Sonra istemsizce bu kehanetin işaret ettiği formda davranıyoruz. Daima somurtuyor, üzgün ve mutsuz davranıyoruz. Sonra beşerler bizden giderek uzaklaşıyor. Zira daima somurtan birinin yanında olmak istemiyorlar.
- İşte kehanet gerçekleşti. “Beni kimse sevmiyor.” Yani AKLIMA GELEN BAŞIMA GELDİ.
Ya da diğer bir örnek olarak;
- Önce bir olay hakkında kehanette bulunuyoruz. “Ben bu mevzuda çok başarılıyım. Bu görüşmede başarılı olacağım.”
- Sonra bu kehanete uygun davranıyoruz. Görüşmeye giderken düzgün bir kıyafet seçimi ve tesirli bir sunum hazırlarız. Kendimizden emin olduğumuz için bu yüzümüze yansır. Karşımızdaki kişi üzerinde hoş bir tesir bırakır.
- İşte kehanet gerçekleşti. “İşi kazandım.” Yani DÜZGÜN DÜŞÜNDÜM DÜZGÜN OLDU.
Burada fark etmemiz gereken kısım, tüm bu sonuçları kişinin kendisinin yaratmış olduğudur. Sevilmediğini hisseden kişi etrafına bunu hissettirecek; tahminen yüzünü asarak tahminen de kendini geri planda tutarak hakikaten de sevimsiz hale gelecektir. Ya da kendine itimadı ile karşı tarafı etkiledi ve işi aldı.
Bu kavram çeşitli araştırmalara mevzu olmuştur. Bu araştırmalardan birinde öğretmenlere bir kümedeki öğrencilerin IQ testi sonuçlarına nazaran çok başarılı olduğu söylenmiştir. Halbuki bu öğrenciler IQ testi yapılmadan rastgele seçilmişlerdir. Bir mühlet sonra yine yapılan testte bu kümedeki öğrencilerin daha başarılı olduğu görülmüştür. Öğretmenlerin öğrencilere olumlu yaklaşımları ve yüksek beklentileri, öğrencilerin öğrenme düzeyini artırmıştır. Yani, bir öğretmenin öğrencisinin başarabileceğine inanıp bu inancını hal ve hareketleriyle öğrencisine aktarmasının, öğrencinin akademik hayatında olumlu tarafta tesiri vardır.
Günlük hayatımızda sıkça karşılaştığımız bu niyet hayatımızın tamamında çok tesirli olan bir kavramdır. Fikir biçimini değiştirmek ömrümüzün düzgüne gitmesi açısından epeyce değerlidir. Yalnızca ferdî değil, toplumsal gelişime de katkı sağladığı görülmüştür. Bunu kavramak ve hayatımıza yeni bir taraf vermek herkes için çok kıymetlidir. Siz de fikir yapınızı ve bakış açınızı değiştirmek için kendinize yatırım yapmaktan ve dayanak almaktan korkmayın… “İYİ DÜŞÜNÜN UYGUN OLSUN.”
