Dr. Nüket Eroğlu, ‘Melazma bir kader değildir. Melazmalı kadınlar yüzlerindeki koyu lekeler sebebiyle kimseyle göz teması kuramayacak kadar içe kapanabilir ve depresyona girebilirler. Yüzlerini hep kapatıcılarla kapatmak zorunda hissedebilirler. Günümüzde yeni nesil lazer teknolojileri ile tek seansta lekelerden kolayca kurtulmak mümkün. Daha mutlu, kendine güvenli, özgür ve ışıl ışıl olmak bedeni değil aynı zamanda ruhu da değiştirir.’ dedi.
Dr. Nüket Eroğlu, ‘Melazma, günümüzde özellikle Akdeniz kuşağında yaşayan kadınlar için önemli bir sorun. Ozon tabakasının giderek hasar görmesiyle ultraviyole ışınlarının zararlı etkilerine sürekli maruz kalma, hormon kullanımı, stres, koyu ten, orta yaş kadını olmak... vb. melazma riskini arttırıyor. Melazma genetik bir lekeye yatkınlık durumu. Ultraviyole ışınları lekelerin oluşmasında ve koyulaşmasında en önemli etken. Lazer yöntemleri ile melazmaya sebep olan damarsal yapı tedavi edilerek damarlardan leke oluşumuna sebep olan faktörlerin salınımı durduruluyor. Lazerlere ek olarak ultrason ile dermoepidermal bileşkedeki melanositler tahrip ediliyor. Sonuç çok başarılı ve son derece tatminkar oluyor. Hastalarımıza ısrarla vurguladığımız çok önemli noktalardan bir tanesi, güneş ışınlarından etkin korunma.’ diye belirterek yeniden lekelenmemek için kişiye düşen sorumluluklar olduğunu da söyledi.
Melazma Nedir?
Melazma, en sık görülen hiperpigmentasyon problemidir. Melazma, sıklıkla yüz ve boyunda nadiren ön kollarda görülen, harita şeklinde simetrik, keskin sınırlı, deriden kabarık olmayan, düzensiz yaygın koyu alanlar şeklinde kendini gösteren bir lekelenme problemidir. Gebelikle oluşmuş ise ‘kloasma’ adı verilir. Genellikle yüzün iki tarafı da etkilenir. En sık yanaklar, burun üstü, alın ve dudak üstünde görülür. Yaz aylarında lekeler tipik olarak şiddetlenir.
Melazma daha çok kadınlarda (%90) görülen bir hastalık olmakla birlikte nadiren erkeklerde de (%10) görülebilir. Orta yaş Akdeniz ülkeleri kadın hastalığı olarak bilinir. Lekelerin koyulaşması güneş başta olmak üzere çevresel faktörlerden etkilenir. Ruh sağlığı da hastalık prognozunda belirleyicidir. Melazmanın ten rengi koyu olanlarda görülme riski daha yüksektir. Melazmalı kişilerde tiroit hastalıkları sık görülür.
Melazmanın gerçek nedeni bilinmemektedir. Melazma, genetik olarak cildin kadınlık hormonlarına, strese ve güneşe duyarlı olma durumudur, hastalık olarak kabul edilmez. Melazmanın herhangi bir iç hastalık, organ işlevsizliği ya da maligniteyle ilişkisi yoktur.
Melazma Oluşumunun Nedenleri Nelerdir?
Melanosit denilen deriye renk veren hücrelerin aşırı miktarda ‘Melanin’ üretmeleri sonucunda melazma oluşur.
Nedenleri;
- Genetik yatkınlık
- Güneş ışınları
- Gebelik
- Doğum kontrol hapları
- Adet geciktiriciler
- Hormon replasman tedavisi
- Yanlış kozmetik ürünler
Melazma Teşhisi Nasıl Konur?
Melazma, muayene ile kolaylıkla teşhis edilen bir durumdur. Wood lambası ışığı melazmaların yüzeyel mi yoksa daha derinde mi yerleştiğine dair basit bir fikir verebilse de melazmalar sıklıkla dermoepidermal bileşkede olduğundan hem epidermal hem de dermal tedavi gerektirir. Bu nedenle tedavide tüm bu deri katmanlarına ayrı ayrı etki eden lazer dalga boyları kullanmak gerekir. Bu nedenle Wood lambası kullanımı çok anlamlı değildir.
Melazma Tedavisinde Neler Kullanılır?
Leke tedavisinde kullanılan lazerler melanositleri tahrip ederek etkili olmaktadır. Dermoepidermal bileşkeye için 2 nm. ultrason dalgalarının uygulanmasıyla bu tahribat daha da arttırılır. Melazmanın etiyopatogenezinde damarsal patolojinin bozuk olması ve damarlardan leke yapıcı uyaranlar salınması nedeniyle Pro Yellow Lazer uygulanması tedavide sonucun kalıcılığını arttıracaktır.
Melazmada Kullanılan Tedavi Kombinasyonları;
- Lazerler (Pro Yellow, Thulium, Q- switched ND: YAG, Piko)
- Ultrason (2nm)
- Vampire Facelift
- Mezoterapi (C vitamini, arbutin, glutation, transeksamik asit, pirüvik asit)
- Cildi yenileyen melanosit baskılayıcı ve antioksidan kremler
Melazma Tedavisinde Nelere Dikkat Edilmelidir?
Melazmalı kişilerde güneş ışınları lekelerin koyulaşmasına neden olacağından yüksek faktörlü güneş koruma kremleri ve mekanik bariyerler ile güneşten korunma tedavinin temelidir. Güneş koruyucular UVA ve UVB’ ye karşı korumalıdır. UVA camdan geçebileceğinden iç mekanda olunsa dahi güneş koruyucular tüm gün düzenli bir şekilde sürülmelidir. Güneşten kaçmak bir alışkanlık haline getirilmeli, güneşten korumayı arttırmak için geniş kenarlı şapkalar, gözlükler ve şemsiye gibi ek önlemler de alınmalıdır.
